12 Mart 2015 Perşembe

Van Gogh Museum - Stedelijk Museum - Rijkmuseum

Müze, Müze, Müze !!!

2. gün planımız müze meydanındaki ( museum plein ) Vang Gogh müzesinden başlamak ve bütün günümüzü o bölgede tamamlamaktı ve öylede oldu. Rembrant 'tan bindiğimiz tramvay ile 5 dakikada meydanın oradaydık. Aslında yürüyerekte 15-20 dakikada gelinebilecek bir mesafeydi, ancak hem havanın soğuk olması hemde gezilecek çok müze olması ve tabiki 72 saat free hakkımız olan kartımız :) nedeni ile tramvayı tercih ettik. Tramvaydan indiğimizde herkesin harfleri arasında fotoğraf çektirdiği i amsterdam yazısını göreceksiniz.( bknz: aşağıda :))Arkasında sanat ve tarihe adanmış Hollanda 'nın ulusal müzesi Rijkmuseum, ortada büyük bir park, buz pisti, bir kaç kafe ve yürüyüş yolunun sonunda Van Gogh müzesi ve hemen yanında da modern sanat ve tasarım müzesi olan Stedelijk var.

Turla gitmemiş olmamız, şubat soğuğunda gitmiş olmamız müzelerde kuyruk beklemememize ve rahat gezmemize neden oldu, güzel oldu!

İlk önce benim çok istediğim, parlak renkleri kalın fırça darbeleri ile yapılmış resimlerini çok sevdiğim Van Gogh 'un müzesine gittik. Kartımızı gösterdik, ücretsiz biletimizi aldık.

İçeri girince ilk önce daha sonra gittiğimiz bütün müzelerde yaptığımız gibi mont ve çantalarımızı bıraktık, ve rahat rahat dolaştık. 27 yaşında resim yapmaya başlayan ve 37 yaşında ölen Van Gogh 'un tabloları, çizimleri, kardeşi Theo ve yakın arkadaşları ile yazıştığı mektupları müzede bulunmakta. Kendi eserleri dışında , yakın arkadaşlarının eserlerinden örnekler mevcut. Çok keyif alarak gezdiğim bir müze oldu. Müzenin alt katında oturup bir şeyler içip, yiyebileceğiniz bir kafesi ( daha acıkmadığım için içmediğim ama mis gözüken soğan çorbası hala aklımda kaldı - 3 € ) ve mağazası var. Bütün müzelerin içinde alışveriş yapabileceğiniz hediyelik eşya vs. satan shopları var. Ve bazı şeyler, sokak pazarlarından daha ucuz olabiliyor. Biz ilk alış verişimizi Van Gogh müzesinden kızımız Nehir 'e boya kalemi, puzzle, beslenme çantası alarak yapmış olduk.

Sabah ilk enerjimizle yaklaşık 2 saat Van Gogh müzesini gezmişiz. Çıkınca tam karşıdaki Modern sanat ve tasarım müzesi Stedelijk e girdik. Tabi yine kartımızı gösterip ücretsiz :)
Modern resim, heykel ve tasarımlarımların olduğu, değişik objeler ile karşılaşabileceğiniz bu müzede 20 ve 21. yüzyıl sanatçıları, Kandisky, Van Gogh gibi meşhur ressamların da eserleri mevcut.
Çıktığımızda ruhumuz resimle doymuş :)) ama artık karnımız acıkmış olduğundan kısa bir yemek molası ...
Her yerde waffle 4 € ve kağıt külahta üstüne bolca mayonez konulmuş patates kızartması min. 2,5 € görmek mümkün 
Öğle sonrasına Rijkmuseum 'u bırakmak doğru bir karar olmadı, yorulmuştuk ve içeri girince anladık ki müze gerçekten çok büyük ve çok güzel bir daha Amsterdam' a gelmek için bir neden; tekrar bu müzeyi gezmek olacak.
Hollanda Ulusal Müzesi: Rijkmuseum

Rijkmuseum giriş 17,5 € - i amsterdam kart ile 2,5 € iskontonuz oluyor,bir kişi 15 € . İçeride Hollanda tarihi ile ilgili resim, heykel,mobilya eşyası her şey görebilirsiniz. Yine alışveriş mağazasında benim gibi kırtasiye malzemelerini seviyorsanız, çok güzel objeler bulabilir, kendinizi kaybedebilirsiniz. Burada ve Van Gogh müzesinden farklı ebatlarda 7,5 € dan başlayan fiyatlarla posterler alabilirsiniz, kalın kartondan prizma kutularında rahatlıkla evinize kadar getirebilirsiniz.

Museum plein in tam karşısında Diamond Museum var, ancak biz gittiğimizde kapalıydı, kart ile orayada free girebilirsiniz. Pırlantanın tarihinin yapılışının anlatıldı, örneklerin olduğu bir müzeymiş ama biz gezemedik dediğim gibi.
Bir güne üç müze fazla olabilir, eğer müze gezmekten sanattan keyif alıyorsanız, programınızı yaparken bu bölgeyi 2 güne bölebilirsiniz. Biz 2 şer saatten hepsini rahat gezeriz dedik, gezdik ama sonlara doğru yorucu oldu. Şimdi program yapacak olsam Van Gogh ve Rijkmuseum aynı güne koymazdım. Her ikisi de sabah saat 10:00 da ilk girilecek müzeler olmalı bence.
Akşam üzeri olmuş ne yapsak bir yerlerde otursak derken, sağda solda Heneiken Experience tabelaları gördük elimizdeki haritaya baktık, yürüyelim yerini öğrenelim yarın geliriz derken, bu yorgunluğu Hollanda birası paklar dedik :)) Zaten gidilecekler listemizde vardı....

10 Mart 2015 Salı

AMSTERDAM 9 - 14 ŞUBAT 2015

Kendine özgü yasaları ile bir özgürlükler kenti Amsterdam !

Kaldığımız otelin penceresinden...
Kanal turu sırasında camın ardından çekilmiş bir kanal fotoğrafı
Kendine özgü yasaları ile özgürlükler kenti Amsterdam !

Neden kuzeyin Venedik 'i dediklerini şehirde dolaşırken anlıyorsunuz neredeyse her yüz metrede bir köprü görüyorsunuz ve her sokak mutlaka bir kanala çıkıyor. Venedik' tekinden farklı olarak burası gece gündüz yaşayan bir şehir; kanal boyunca sıralanan 150-200 yıllık binalar, kanallar üzerinde bolca göreceğiniz bot evler bunun kanıtı.
Central Station dan çıkınca sağınızdaki 3 katlı bisiklet parkı
bolca soğuk ve yağmurlu günleri olan Hollanda da çocuklar için konfor !
Bisiklet; evet burada herkes bisiklet kullanıyor, hiç bu kadar çok ve büyük bisiklet parkları görmemiştim. ( Amsterdam Central Station 'dan çıktığınızda sağınızda üç katlı bir otopark göreceksiniz sadece bisikletler için ) Bisiklet yollarından yürümediğinizden emin olun, Aynı şekilde çok fazla ve sık tramvay yolları var yürürken dikkat etmezseniz biri size çok rahat ve çok sessiz çarpabilir :)
Akşamları saat 5 ten sonra çok yoğun bir trafikle karşılaşacaksınız!! bisiklet trafiği ! Bu arada çok fazla bisiklet kiralayabileceğiniz acenta var. Aslında birçok otelde bu hizmeti veriyor.

Gelelim 6 günümüzü geçireceğimiz bu güzel kuzey şehrine ait detaylara..

THY dan aldığımız uçak biletlerinden sonra ilk iş şehir merkezinde kalacak otelimizi seçmekti. Bunun için booking.com'dan 5 ay öncesinde otelimizi seçtik ve rezervasyonumuzu yaptık. Burada otel seçerken kriterimiz şehir merkezinde olması ve 3 gün öncesine kadar iptal yapma şansı sunmasıydı. Rembrandt meydanı yakınında eski bir kanal evi olan otelimiz, düşündüğümüzden çok daha güzel bir bölgedeydi. Ama düşündüğümüzden daha güzel değildi : 0 )
Rembrandt Meydanı

Otelleri seçerken şehir merkezi deyince Dam meydanı ve Rembrandt meydanı çoğunlukla karşınıza çıkacak. Central Station a daha yakın olması nedeni ile ilk tercih gibi düşünülebilir. Ama Red Light Street 'in olduğu kanal civarındaki oteller biraz daha gürültülü ve rahatsız edici olabilir diye düşündüm kendi adıma çevreyi gezince. ( Ama kalmak için tercihiniz o bölge olacak ise otelinizi Dam Meydanı civarında seçebilirsiniz. )Bu yüzden biz Rembrandt bölgesini çok daha sevdik. Zaten unutmamak lazım bu şehirde her meydan yürüyerek 15 dakika mesafede :) yani hiçbir yere uzak değilsiniz! 

Küçük otelin küçük penceresinden kanal manzarası !

Otelimizin yanındaki tiyatro kaldığımız 5 gecenin 4 ünde de doluydu

Arkamızdaki sokak Rembrandt tan Dam Meydanına dümdüz inebileceğiniz bir sokak aynı zamanda tramvay yolu. Cadde üzerinde sağlı sollu dükkanlar ve cafeler var, bizim İstiklal caddemiz gibi. Yolun sonunda sol tarafta çiçek pazarını göreceksiniz. Çiçek pazarı solunuzda kalacak şekilde aşağı devam ettiğinizde Dam Meydanı ve Central Station 

Amsterdam ' a gidiyorum deyince ; mutlaka mushroomlu kek ye, coffe shop a gitmeden gelme! gece Red Light Street 'te dolaş diyeceklerdir. 
Buralarda çoğunlukla turistlerin dolaştığını göreceksiniz :))
Çiçek pazarının sırasında magic mushroom satan dükkanlardan biri 

Bizim gibi bir turla gelmediyseniz, hava alanından çıkmadan information merkezinden kalacağınız gün sayısına en uygun saati kapsayan bir I amsterdam card almanız. Biraz pahalı gibi gelecek en başta ama, sadece şehir içi sınırsız dolaşım değil 30 civarı müzeye ücretsiz giriş, ücretsiz kanal turu ve birçok yerde giriş indirimi sağlamakta.


Her kart ile bir ücretsiz şehir haritası ve bu haritada numaralar ile belirlenmiş ücretsiz giriş yapabileceğiniz ve kartınızı kullanabileceğiniz her yerin numaralı bir listesi de size verilmekte.



( Bir tek hava alanından şehir merkezine giderken metroya bineceğiniz için bu kartı kullanamıyorsunuz, bunun için ayrıca bilet almanız gerekiyor biz alırken 4 tane aldık, tatilimiz sonu dönüşte de kullanmak için 2 tanesini ayırdık. )
I amsterdam kart kişi başı ücretleri:
24 saatlik €49 
48 saatlik €59
72 saatlik €69 biz 5 gece kalacağımız için 72 saatlik kartlardan aldık. Bu arada ilk i amsterdam kartını kullandığınız gün ve saat başlıyor kullanım süreniz, kullanmaya başladığınız saati unutmazsanız bizim gibi son dakikasına kadar faydalanabilirsiniz.
Hava alanından metro ile şehir merkezine geldiğimizde , aslında yürüyerek otelimize 15 - 20 dakikada yavaş tempolu bir yürümeden bahsediyorum- gelebilirmişiz. Ama yol sersemliği ve mesafe konusundaki kararsızlığımızdan metrodan inince central stationdan kalkan tramvaylara binerek Rembrandt meydanına 4 dk. da geldik ! bir 3 dk. da yürüyerek otelimize vardık. 
Odamıza yerleşip çantalarımızı bıraktıktan sonra 10 dakika ayaklarımızı uzattık haritalarımızı çıkardık ve işaretlemeler yaparak programımıza başladık. I Amsterdam Kartımızı tramvayda kullandığımız için artık 72 saatimizden geri sayım başlamıştı ve ücretsiz girişi olan yerlerden başlayarak ilk üç günümüzü doldurmak mantıklı olacaktı. 
Öğleden sonra 3 civarı otele yerleştiğimiz ve yol yorgunu olduğumuz için uyuyup kalmadan sadece harita ve küçük sırt çantamızı alarak otelden çıktık. Rembrandt meydanı ve çiçek pazarı ilk gördüğümüz yerler oldu, Amsterdam Central Stationdan sonra. Çiçek pazarı düşündüğümden çok küçüktü,ben daha büyük bir yer bekliyordum açıkçası.


14 Şubat 2015 in hatırası :) İzmir 'deki evime bile geldiler !!


Bulunduğumuz bölgede geniş bir tur attığımızda hava kararmaya başlamış ve artık karasular ayaklarımıza inmiş şubat soğuğunu hissetmeye başlamıştık. Artık bir yere oturup yemek yemenin zamanı gelmişti. Gelmeden önce her yerde sizinde okumuş olacağınız ve bolca tavsiye aldığınız gibi gibi Arjantin et restoranları oldukça fazla. Oysa ben daha çok balık özellikle şu meşhur ringa balığı ve benzerlerinden göreceğimi sanmıştım ama İtalyan ve Arjantin Et lokantaları daha çok var. ( Biraz daha kırsala gittiğimizde balık çeşitlerini gördük )


İki turist menü ve yarım şişe şarap söylediğimiz siparişin fişi

Grill - Arjantin restoranlarında turist menü fiyatları min. 9.90 € dan başlıyor içeceksiz kişi başı.  İlk gün porsiyon ve yemeği denemek adına 1 er tane turist menü ve ilave olarak yarım litre sofra şarabı söyledik. Dışarıdan bakınca mekan olarak en güzel görünen et lokantası RANCHO . Lezzet ve servisten memnun kaldık, daha sonra dönmeden son akşam yine aynı yerde bu sefer biraz daha büyük porsiyonlu bir sipariş verdik. Arjantin et lokantasına gidecekseniz buraya gidebilirsiniz tavsiye ediyorum.

Dönüş öncesi yine Rancho daki yemeğimiz.Et siparişini alırken nasıl sos isteğinizi soruyorlar barbekü, sarımsak gibi.Fotoğrafta gördüğünüz yeşil olan sarımsak soslu olan. Bu siparişi 2 kişi rahatlıkla yiyebilirsiniz. 800 gr. salata ve patates dahil 18 €. Tabakta bir yarım parça daha vardı ama fotoğrafa yetişemedi maalesef :))
Sabah erken yollara düşmeler, aktarmaların verdiği yorgunluk yarım şişe kırmızı şarap ile birleşince, uykuya teslim olmadan sabah vakit kaybetmemek için son enerjimizle ertesi gün programımızı yaptık.
Kendi kendimizin rehberi olarak: Sabah kahvaltı sonrası depar  saat 10:00 da Vang Gogh ile buluşma ....